13 Kasım 2012 Salı

OKUL ŞARKILARI


         Anılarımıza yaptığımız yolculuğun en güzel sokaklarından biridir okul şarkıları. Sınıfça hep birlikte söylediğimiz, bağırmaktan boğazımızı acıtan namelerdir. Yüzümüzde küçücük bir tebessüm uyandıran, fülütlerimizin deliklerini tutturmaya çalışıp da garip sesleri çıkardığımız o güzel günler. Hiç unutamadığım, her duyduğumda mutlu olduğum, ezgisini mırıldandığım ve derslerimde öğrencilerimle paylaştığım bu şarkıları sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyorum...
 





     

7 Kasım 2012 Çarşamba

ÇOCUKLARDA OKUMA İLGİSİ VE KİTAP SEÇİMİ

    Günümüzde bilgi edinmenin çeşitli yolları var. Özellikle internet kullanımının yaygın olduğu çağımızda seçenekler oldukça çoktur. Ancak en etkili bilgi edinme yolu okumadır. Okuma, çocukluk yıllarında edinilen bir beceridir. Bu becerinin kazanılmasında ve geliştirilmesinde okuma ilgisinin payı büyüktür.
    Okuma çocukların; okudukları bir yazıyı anlaması, üzerinde düşünmesi, eleştirmesi, uygulamaya koyması, olumlu davranışlar edinmesi, değerlerini ve dünya görüşünü geliştirmesi, sanat zevki edinmesi, kısaca beyin teknolojisinin geliştirilmesi olarak düşünülmelidir.
   ilgi; bir konuya yada bir şeye karşı daha dikkatli olma durumudur. İlgi, dikkati arttırmakta, anımsamayı ve bilgilerin bellekte düzenlenemesini kolaylaştırmaktadır. Bu açıdan, öğrenme sürecinde çok önemlidir. Seçilen hedefe erişmek için sayısız olanaklar yaratır. İlgi; okuma ilgisi olarak ele alındığında, aynı sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Okuma ilgisinin çocuğun amaçlarını belirlemesinde, başarılı olmasında ve boş zamanlarını değerlendirmesinde önemli bir yeri bulunmaktadır. Çocukların okudukları kitaplardan ne kadarını anladıkları, ne öğrenip öğrenmedikleri zekalarından çok okuma ilgilerine bağlıdır.
    Erken yaşlarda çocukların okuma ilgileri temel gereksinimlerine dayalıdır ve duygusaldır. Çocukların gelişimlerine paralel olarak, okuma ilgileri de giderek somut dünyaya yönelir. Sonraki yıllarda bireysel ilgiler, gençlik yıllarındaysa mantıklı ilgiler ve bilime yönelme görülmektedir.
   
    Çocukların okuma ilgileri sürekli ya da aralıklı olabilmektedir. Okuma ilgisi sürekli olduğunda çocuk, ilgilendiği konuda bilgi aramakta ve sürekli okumaktadır. İlgisini çeken şey onu tutsağı haline getirebilmekte onu büyüleyebilmektedir. İlgilerine dönük heyecan duyabilmekte ve büyük çabalar gösterebilmektedir. Bu nedenle eğitimciler ve anne babalar çocukları etkinleştirebilecek okuma ilgilerine ağırlık vermeli ve onları pasifleştirebilecek ilgilerden uzak tutmalıdır....

6 Kasım 2012 Salı

MÜZİK VE İNSAN İLİŞKİSİ

      Gerçek şu ki, İnsanın  var oluşu ile müziğin doğuşu arasındaki ilişki inkar edilemez. İnsan, sesi ve ezgiyi fark ettiği andan itibaren müzikle buluşmuş onunla bölünmez bir bütün olmuştur. Hiçkimse yoktur ki müzikle ilgisi olmasın. Mutluluk anında ağzımızdan çıkan ıslık tınısı, çalışırken mırıldandığımız bir şarkı, üzüntülüyken söylediğimiz bir türkü... Ruh halimize göre seslendiğimiz ezgiler de değişiyor doğal olarak. Araştırmacılar yıllar boyunca insan-müzik ilişkisini araştırmış ve bazı sonuçlara ulaşmışlardır. Bu araştırmalara göre:

ACEMAŞİRAN MAKAMI: Yaratıcılık duygusu ve ilham verir. Durgun düşünce ve duygularıcanlandırır. Doğumu kolaylaştırır. Ağrı giderici ve spazm çözücü özelliği vardır.

SEGAH MAKAMI: Şişmanlık, uykusuzluk, yüksek nabız, kalp ve kas rahatsızlıklarına faydalıdır. Mistik duygular oluşturur.

RAST MAKAMI: Fazla uyumayı engeller.

IRAK MAKAMI: Lezzet verir, düşünme ve kavrama konusunda etkilidir. Korku gidericidir. Saldırganlığı önleyici ve nevrotik hastaları tedavi edici etkisi var.

ISFAHAN MAKAMI: Güven hissi, uyum sağlama, hareket yeteneği, zihin açıklığı, zekayı açma ve hatıraları tazeleme özelliği var.


ZENGULE MAKAMI: Hayal ve sırlar telkin eder, uyku verir, masal duygusu verir.

REHAVİ MAKAMI: Baş ağrıları, burun kanamaları, ağız çarpıklığı ve akıl hastalarına faydalıdır. Doğuma yardımcıdır.

ZİREFKEND MAKAMI: Nörolojik ağız çarpılmasına etkili.

NEVA MAKAMI: Üzüntüyü giderir ve lezzet verir. Gönül okşayan makam adıyla bilinir.

UŞŞAK MAKAMI: Gülme, sevinç, kuvvet ve kahramanlık duyguları verir.

HÜSEYNİ MAKAMI: Güzellik, iyilik, sessizlik, rahatlık verir ve ferahlatıcı özelliği var.

HİCAZ MAKAMI: Alçakgönüllülük duygusu verir.


PENTATONİK MÜZİK: Kendine güven ve kararlılık verir, rahatlık sağlar. Çocuklara özellikle öneriliyor.
    
























 Benim de severek dinlediğim ve çalışmalarımda kullandığım bir bağlantıyı sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu sitede çok hoş fon müziklerini ve ruhunu dinlendirebileceğiniz ezgileri bulabilirsiniz



http://www.mbirgin.com/?c=HTML&ID=266&t=enstrumantalsozsuzmuzikantolojisi#

MANDALA ÇALIŞMASI ( 2 )

         Mandala çalışmalarını öğretmen olarak sınıflarımızda Serbest Etkinlik derslerinde veya görsel sanatlar dersinde kullanabiliyoruz. Anne- baba olarak da evlerimizde birlikte zaman geçirdiğimiz saatlerde çocuklarımızla birlikte yapabiliriz. Kaliteli zaman geçirmek açısından oldukça zengin bir çalışma olarak görüyorum.Ben bu çalışmaları yaklaşık olarak 4 yıldır yapıyorum. Bu çalışmalar sırasında dinlenen bir fon müziği eşliğinde çocuklar dikkatlerini belli bir noktaya yoğunlaştırmayı, Sakinliklerini koruyabilmeyi ve uzun süre konsantrasyonları bozulmadan çalışabilmeyi öğreniyor. Üstelik bunları yaparken büyük bir keyif alıyor. Aşağıdaki görsellerde sizinle birkaç mandala örneğinin önce boyasız halini daha sonra ise bitmiş halini göreceğiz.
















MANDALA ÇALIŞMASI


                                           Mandala Nedir?

      
Mandala hemen hemen daire veya merkez anlamına gelir. Belirgin bir şekilde duran merkez noktası etrafına şekiller ve desenler yerleştirilmiştir. Mandala, boyama yoluyla insanı sakinliğe ulaştırır, rahatlatan bir etki yapar. Günümüzde çocuklardan birçok şey bekleyerek onları çeşitli stres faktörleriyle karşı karşıya getiriyoruz. Hafif bir klasik müzik eşliğinde boyanan “Mandala” sonunda çocukların stresleriyle kolaylıkla mücadele edebildikleri, sakinlik ve soğukkanlılık kazandıkları görülmüştür. Mandala çalışmasından sonra çocukların, grup çalışmalarında, gruba uyum sağlamalarında ve dinleme becerilerinde olumlu etkiler görülür. Ayrıca Mandala çocukların kendi yaratıcılıklarını keşfetmelerine yardımcı olurken, dikkat sürelerinin de uzamasını sağlar. Bu başlık altındaki paylaşımlarımda sizlerle, Mandala çalışması örneklerini ve bu çalışmaları nasıl yapabileceğimizi paylaşacağım...

4 Kasım 2012 Pazar

Bir Anekdot, Bir Ders ( HAKSIZLIK )

    Öğretmen iki öğrencisine kızar ve yüzer kez isimlerini yazmalarını söyler.
    Öğrencilerinden biri itiraz eder.
         -Ama haksızlık bu.
         -Neden haksızlıkmış?
         -Onun adı Ali,benimki ise Hasan Hüseyin...

Bir Anekdot, Bir Ders ( TAHMİN)

Okulun son günü küçük öğrenciler öğretmenlerine hediye verdikleri bir parti düzenlerler. Çiçekçinin oğlu öğretmene bir hediye paketi uzatır. Öğretmen paketi yavaşça sallar ve tahmin eder:
  - Sanırım bu bir buket çiçek?
  - Doğru, nerden bildiniz öğretmenim?
  - Sadece tahmin ettim.
Sıradaki öğrenci paketi uzatır, bu da şekercinin kızıdır. Öğretmen gülümseyerek paketi alır, hafifçe tartar.
  - Sanırım bu bir paket çikolata.
Nereden bildiniz öğretmenim?
  - Şeyy... Yine tahmin etmeye çalıştım ve tuttu.
Bir sonraki hediye Tekel bayiinin oğlundan gelir. Öğretmen paketi alır ve altıntan hafif bir sızıntı hisseder.
  - Bu, bir şarap mı?
  - Hayır öğretmenim.
Öğretmen sızan yerden tekrar bir damla alır ve diline sürer.
  - Öyleyse şampanya...?
Daha da heyecanlanan çocuk
  - Hayır öğretmenim!
Öğretmen sızıntının tekrar tadına bakar ve dayanamayarak tahmin edemediğini açıklar, pes eder.
Çocuk neşeyle haykırır:
-Bir köpek yavrusu öğretmenim! ...   : )

2 Kasım 2012 Cuma

EĞİTİRKEN MUCİTLİK RUHUNU YOK ETMEYİN

            Geleneksel anlayışımızda, çocuğu kendi haline bırakırsak ahlaksız yada kötü olacağına inanılır. Bu anlayış gereğince  çocuğu ahlaklı ve iyi olmaya doğru itmek gerekir. Çocuklar doğuştan sanki kötüymüş de biz onları iyi  yola götüreceğiz. Bu doğru mu? Çocukların ne kadar masum, ne kadar iyiylik ve güzellikle dolu olduğunu hepimiz görüyoruz. Bu konuya dair bir anı paylaşmak istiyorum. Bir dostumun evlerine elektrikli süpürge almış, süpürge bozulunca süpürgeyi sökmüş; kendince yağsız olduğuna karar verip yağlamış. Sonra tekrar monte etmiş, ama süpürge çalışmamış. Arkadaşım, küçük oğluyla birlikte süpürgeyi alıp servise götürmüş. Servis görevlisi süpürgeyi inceledikten sonra, '' Bu süpürgeyi söktünüz mü? '' diye sorunca, küçük çocuk hemen atılıp: '' Amca, babam bu süpürgeyi söktü ve yağladı.'' demeye çalışınca, arkadaşım daha konuşmasına izin vermeden lafı ağzına tıkmış. Zaten dört yaşındaki çocuk düzgün konuşamadığından servis görevlisi söylediklerinden hiçbir şey anlamamış. Oaradan ayrıldıktan sonra, oğlan olayı anlayamamanın verdiği şaşkınlıkla: '' Baba, niçin süpürgeyi söktüğümüzü o amcaya söylemedik? '' diye babasına sormuş. Baba nasıl açıklasın bu durumu, tabii lafı gevelemiş ağzında. Ama çocuk, günlerce bu sorunun cevabını düşünmüş. Her seferinde baba cevabı geçiştirmiş. Şimdi sormamız gereken, '' Bu durumu, çocuğa anlatabilir miyiz? '' ...